- telkînî
- (A.)[ ﯽﻨﻴﻘﻠﺕ ]telkine dayalı.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
halka verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı — ele verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
âleme verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı — ele verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ele verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı — kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca verir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
âlem — is., gök b., Ar. ˁālem 1) Evren 2) Dünya, cihan İnsan âlemde, hayal ettiği müddetçe yaşar. Y. K. Beyatlı 3) Aynı konu ile ilgili kimseler 4) Bu kimselerin uğraşlarının bütünü Geçen kışın tiyatro, cambazhane âlemlerini uzun uzun tasvir ediyordu. O … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
halk — 1. is., esk., Ar. ḫalḳ Yaratma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller halk etmek 2. is., Ar. ḫalḳ 1) Aynı ülkede yaşayan, aynı uyrukta olan insan topluluğu Türk halkı. 2) Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu Yahudi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
patvenkti — 1 patveñkti, ia, pàtvenkė tr. 1. NdŽ sustabdyti tėkmę, užtvenkti: Kapčiamiestyje ties plentu į Seinus įtaisytas vandens malūnas, patvenkiąs upę EncIX199. Patvenkus Dotnuvėlę, [Kėdainių] parke įrengta keletas tarpusavyje sujungtų tvenkinių… … Dictionary of the Lithuanian Language
tvenkti — 1 tveñkti, ia, ė KBII159, K, Rtr, Š, DŽ, NdŽ, FrnW; Q503, R, MŽ, N, M, E, L 1. tr. J, ŠT39 stabdyti tėkmę: Upis, ežerus, jei tie jus galėjo nu kruvinų neprietelių gynioti, pradėjo tvenkti, tujau upeliai upimis, prūdai ežerais tapo S.Dauk. | prk … Dictionary of the Lithuanian Language
užtvenkti — 1 užtveñkti, ia, ùžtvenkė tr. NdŽ 1. R198, MŽ, MŽ264, N, K, ŠT1, Jrb, Štk, Grz sustabdyti tėkmę: Su damu, pylimu tvenkte užtvenkiau upį J. Tai toj pati upė užtvenktà Dbč. Dabar Pyvesą užtveñkia, daug vietų užùtvenkė Slm. Užtveñktas Pienios… … Dictionary of the Lithuanian Language
užtvenktinis — užtvenktìnis, ė adj. (2); GTŽ užtvenktasis (apie vandens telkinį): Savo forma Galvės ežeras labai artimas užtvenktinių ežerų tipui sp. Atsitraukus paskutiniajam ledynui Kuršių marių vietoje telkšojo užtvenktiniai ledyniniai ežerai MLTEII265 … Dictionary of the Lithuanian Language